Teog ve Neden Okulsuz Eğitim?

Çocuklarını (şimdilik bir tanesini) okula gönderen bir veli olarak, benim gibi düşünen velilerle ortak noktamız şu: Bizim bu sisteme kurban edilecek çocuklarımız yok! Dahası, olmamalı!

Yıllarca el yazısı ile çocukların hayatını alt üst ettiler. Üstelik el yazısının bir gayesi de yok. Hayatın hangi alanında kullanılıyor? Hiç! Bilgisayar çağında düz yazı bile neredeyse kullanılmıyor, her şey elektronik ortamda yazılıp çıktısı alınıyor. Birçok şey e-posta yoluyla hallediliyor. İşin saçma tarafı, ilkokuldan sonraki okul serüveninde de düz yazı kullanılıyor. Yani çocuk, sadece okulun ilk üç dört yılı kullanacağı, ömrü boyunca bir daha hiçbir yerde kullanmayacağı bir yazı biçimini öğrenerek eğitim hayatına başlıyor.

Sonra müfredat, gereksiz bilgiler yığını…

Ve sınavlar…

Cumhurbaşkanı “ben derim, kaldırılır” gibi bir cümle kurdu Teog sınavı için. Bizim zamanımızda var mıydı, ne saçma dedi. Daha bir sürü enteresan şeyler söyledi de neresinden başlasak? Sanırım bundan birkaç ay önce yurtdışından ithal olarak getirildi bizim cumhurbaşkanımız. Teog bu sene çıkmadı çünkü. Eğer bu kadar saçma buluyorsa, bugüne kadar aklı neredeydi diye soruyor insan. Bir sözüyle kaldırılacaksa-ki öyle de oldu gördük,iş bu kadar basitmiş- neden böylesine saçma bulduğu ve karşı çıktığı bir sistemi bugüne kadar kaldırmadı? Şimdi kaldırarak, bir ay sonra sınava girecek öğrencilere kıyak mı geçilmiş oldu? Yahu bu çocuklar yaz boyu kurslara gittiler, özel dersler aldılar, ders çalışıp test çözdüler. Ve birisi çıkıp bütün bu çabanın boşa olduğunu söylüyor. Her lise kendi sınavını mı yapsın, sınav olmasın mı, herkes kafasına göre mi takılsın bilemiyoruz henüz belli değil, ama bildiğimiz bir şey var ki: bu ülkenin eğitim sistemi  çocuklarla deney faresi gibi oynuyor. Bir ülke, yıllarca eğitim sistemini nasıl oturtamaz ya? Ben üniversite mezunu olmama rağmen takip edemiyorum sistemi, özel ders öğrencilerimin kaç tane sınava, hangi sınava(yani adı nedir), ne zaman gireceklerini takip edemez oldum değişen sistemle. Üstelik bu sistem özellikle de son 15 yıl içinde sürekli değişim gösterdi. Anlayana…

Sisteme, eğitime, evlatlarımıza yapılanlara karşı öfkeli olmak sonuna kadar hakkımız, öğrenilmiş çaresizlik içinde de hayatlarımızı sürdürmek zorunda kalışımızın acziyeti de bizi daha depresif kılıyor. Nebevi bir eğitim metodu benimseyebilsek keşke, eğitimin içeriğinin İslamiliğinden bahsetmiyorum ilk etapta, sistemin/yolun akla/mantığa/vicdana ve daha da önemlisi insana uygun oluşundan bahsediyorum.

Tam da bunları düşündüğümüz şu sıralar okuduğum Nebevi Eğitim Modeli Daru’l Erkam kitabının yazarı Muhammed Emin Yıldırım, önsözünde şöyle yazmış kitabın:

“Her gelenin “sil yeniden başla” diyerek avami bir tabir ile adeta şamar oğlanına dönüştürdükleri bir sistemle ne yazık ki, eğitim ve öğretim için emanet edilen talebeler, eğitilerek bırakın kabiliyetlerinin geliştirilmesini, var olan potansiyelleri bile köreltilip dışarı salıverilen insanlara dönüşmüşlerdir.”

Böylesine üstün potansiyel ile doğan yavrularımıza tam olarak yaptıkları bu değil mi? Ve bizim de bu sistem içinde yukarıda söylediğim alternatifsizlikten ötürü “öğrenilmiş çaresizlik”içinde hareket etmemiz doğru mu? Hayır, değil! Çözüm her zaman vardır ve olmalı da…

Çocuğunu okula gönderen “okulsuz” anne olarak, göndermeyen annelerin de çoğuna soru olarak yöneltilen “neden okulsuz eğitim” cümlesinin cevabının bir kısmının yukarıda aşikar olduğunu zannederim…

Neden Okulsuz Eğitim? Güzel Bir Video…

Aşağıya koyduğum videoyu, sayfalarca yazı yazmak yerine koyuyorum. Derdimi(zi) anlatmak için. Neden okul sistemine karşı olduğumu(zu), okulun çocukların ve genel manada insanların fıtratlarına neden ters olduğunu ve özellikle de içinde bulunduğumuz ulus-devlet anlayışı içerisinde çocuklar üzerinde neden okulun olumsuz etkileri olduğunu düşündüğümü(zü) anlatmak için…

Bu konular çok derin olduğundan sık sık sohbetini yapacağız inşaAllah ve ev okulu ile okulsuzluk arasındaki farktan da bahsedeceğiz birlikte…Hangisini desteklediğimizden bahsedeceğim ama sitenin isminden o kısmı anlaşılıyor sanırım.