Kızan Teyzeler ve “Korku Kültürü”Üzerine

korkuKorku kültürü kavramına Doğan Cüceloğlu’nun kitaplarında rastlamıştım ve bu toprakların bir evladı olarak ne demek istediğini çok iyi anlamıştım.Bu kavram üzerinde onun kadar duran, bu kavramı bu kadar güçlü vurgulayan başka bir yazar/psikolog görmedim, üzücü! Oysa, bizim hayatımızda gerçekten var olan ve baş köşeye yerleşmiş olan, bütün problemlerin neredeyse kaynağı olan bir kavram bu. Çocukluğumuzdan beri sindirilerek, korkutularak büyütülüyoruz ve malesef sonrasında ortalık tecavüze bile uğrasa korkudan bunu kimseye söyleyemeyen çocuklarla doluyor. Öyle büyük bir kötülük yapıyoruz ki hem kendimize hem çocuklarımıza. Etrafındaki herkesten korkmayı öğretiyoruz. Bir lokantada ses yapsa “garsonla”, bankada gürültü yapsa ” memurlarla”, hastanede “doktor/hemşirelerle”, okulda “öğretmenlerle”, misafirlikte”bak şu iğneci teyzeyle”, sokakta “bak şu amcayla” sürekli korkutuyoruz. Bunun altında o kadar çok sakıncalar yatıyor ki:

  • Herkes sana kızabilir, bağırabilir. Sen o kadar değersizsin işte, tanımadığın insanlar bile sana bağırma/kızma hakkına sahip, yani üzerinde söz hakkı var!
  • Herkes sana bağırıp, kızabilir. Bu nedenle devamlı tetikte ol, etrafına bakın, kızılacak hareketler yapma, kendini sürekli kontrol et. Sen, sen olma! İçinden geleni yapma. Toplumun beklentisini karşıla.
  • Herkes sana kızıp, bağırabilir. Bu nedenle, sen  kimseye güvenme, herkese şüpheyle yaklaş.
  • Herkes sana bağırma/kızma hakkına sahip. Bu demektir ki, insanları kızdırmamaya çalışacaksın, onlar kızmasın diye ne derlerse yapacaksın. Onlara itiraz edersen kızarlar, uyumlu ol, yanağından bir makas alsalar da, daha ileri gitseler de ses çıkarma çünkü kızarlar!

Görebiliyor musunuz? Tehlikenin farkında mısınız?

Böyle gelmiş böyle gitmemeli bazı şeyler, bizler değişimin öncüleri olmalıyız. Böyle bir korku kültürü içinde büyüyünce, aynı şeyi yetişkin olunca da çocuklara aşılıyoruz farkında olmadan. Ama bunun farkına varmalıyız artık(Mesela hastanede çoğumuz doktorlara ses çıkaramayız, en kavgacımız bile pasifleşiyor doktor karşısında. Bu, doktora, mesleğine, bilgisine duyulan saygıdan diye düşünmüyorum, aksine bilinçaltına işlenmiş o “bak, doktor iğne yapar!” korkusundan olduğuna inanıyorum.) Farkına varıp, değiştirmeye başlamalıyız bazı şeyleri. Çocuğumuzu ondan bundan korkarak tehdit etmek,biraz da anne-babanın yetersizliği değil mi? Siz çocuğa o an dediğinizi yaptıramıyor, yani bir otorite/disiplin sağlayamıyorsunuz, elalemden destek alıyorsunuz, ne garip!

Geçenlerde otobüs boş diye bizim kızçe koltuğa oturdu, otobüse binenler olunca ordan kalkmak zorunda kaldı, çocuk aklı kalkıp yer vermek istemedi kadına. Bir anda arkamızda oturan bir teyze “aa kalk bakayım, üzme anneni, o kız oturacak oraya!” diye bağırarak kızdı. Bizim kızçe de ben de oralı olmadık tabi.Oralı olmamak tabiri teyzeye saygısızlık babında değil elbet, anne benim ve ben olaya müdahale ediyorum zaten. (çok şükür ki korku kültürü ile büyüyen çocuklar değiller.) Teyze devamlı müdahale etmenin peşinde idi ve bir anda olaya dahil oldu, üstelik bunu yaparken bağırıp kızarak üste çıkacağını ve sözünü geçirebileceğini düşündü. Oysa olayın onunla yakından, uzaktan alakası yoktu, otobüs boştu ve teyze başka bir koltukta halihazırda oturuyordu zaten. Kız anlayışla “problem değil, başka yere otururum” deyince teyze ordan atladı yine “aa olmaz, annesini dinlemeyi öğrensin, kalk bakayım ordan” dedi. Neyse velhasılı kelam kızı ordan kucağıma alırken önden bir teyze de “şşştt kalk bakayım” dedi. “Vay arkadaş, kızmaya ne kadar meraklı bir teyzeler topluluğu bu böyle” dedim içimden. Ve o an Cüceloğlu’nun korku kültürü kavramı geldi aklıma, ve sonrasında da bu yazı…

Çocuk korkacaksa, birilerini kırmaktan incitmekten korksun, bir karınca, dalında bir çiçek bile olsa… Korkacaksa, insanları hayal kırıklığına uğratmaktan korksun, ruhunu yaralamaktan…Korkacaksa eğer bir çocuk, ne kendine ne başkalarına faydalı olamayacağı asalak bir hayatı yaşamaktan korksun…Korkacaksa, kendisini yaratan, yoktan var eden, bunca nimetlere gark eden Yaratıcı’ya,Rabbe nankörlük etmekten korksun…